AZAMİ MESLEKİ ÖZEN VE DİKKAT GÖSTERMEK NEDİR? NE DEĞİLDİR?
1200 numaralı standartda; “Görevler, yeterlilik ve azami mesleki özen ve dikkat ile yerine getirilmek zorundadır.” denilmiştir.
“Yeterlilik”le ilgili konular daha önce açıklanmıştı. Bu kısımda “azami mesleki özen ve dikkat” açıklanmıştır.
Nitelik standardı 1220’de;
“İç denetçiler, makul sınırlar içerisinde, tedbirli ve yetkin bir denetçiden beklenen beceriye sahip olmak ve azami özen ve dikkati göstermek zorundadırlar. Azami mesleki özen ve dikkat, hiç hata yapılmayacağı anlamına gelmez.” denilmiştir.
Azami mesleki özen ve dikkat; iç denetçinin, aynı veya benzer durum ve koşullarda, makul sınırlar içerisinde tedbirli (prudent: basiretli, özenli, dikkatli, öngörülü, ihtiyatlı) ve yetkin (competent) bir denetçiden beklenen beceri, özen ve dikkati göstermesi anlamına gelmektedir.
Azami mesleki dikkat ve özenin ne olduğunu bilmek kadar ne olmadığını bilmek de çok önemlidir.
Öncelikle belirtmek gerekirse standardın da ifade ettiği gibi azami mesleki dikkat ve özen, denetçinin hiç hata yapmayacağı anlamına gelmez. Denetçinin, makul seviyede, yani aynı durum ve koşullarda, benzer bir denetçinin yapacağı şeyleri yapması beklenmektedir.
Örneğin, denetçi görev yaparken suistimale işaret eden bir takım şüpheli durumla karşılaştığında, bu şüpheli durumları incelemeli, görmezden gelmemelidir. Eğer bu şüpheli durumu dikkate almaz ise, standardın gereği olan, sağ duyulu bir denetçiden beklenen bir davranışı ya da dikkat ve özeni göstermemiş ve standartlara aykırı davranmış olur. Denetçi eğer bu şüpheli durumu dikkate alır ve yöneticisine bu konu hakkında bilgi verir, yöneticisinin uygun görmesi halinde gerekli incelemeyi yaparsa üzerine düşeni yapmış olur. Eğer şüpheli durum hakkında hiç bir şey yapmazsa, o zaman gereken dikkat ve özeni göstermemiş olur.
Denetçi şüpheli durumla ilgili üzerine düşeni yaptı veya konu usulüne uygun olarak incelendi ancak inceleme sonucunda aslında var olan bir suistimalin tespit edilemediğini varsayalım. Bu durumda denetçinin gereken azami dikkat ve özeni göstermesine rağmen, suistimal tespit edilemezse, standarta aykırı bir durum oluşmamış olacaktır. Denetçinin hiç hatası, eksiği olmaz diyemiyoruz. Nihayetinde o gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen bazı durumların ortaya çıkması, onun hata yaptığı anlamına gelmez. Diğer bir deyişle azami mesleki özen ve dikkat göstermek demek, denetlenen süreçte hiç bir aykırılık veya usulsüzlüğün olmayacağını mutlak garanti etmez. Yani, azami mesleki özen göstermek, mutlak garanti anlamına gelmez.
Azami mesleki dikkat ve özen, denetçinin tüm süreçleri çok detaylı bir şekilde gözden geçirmesi ve olanüstü bir performans sergilemesi gerektiği anlamına da gelmez. Makul sınırlar içinde, benzer durum ve koşullarda özenli bir denetçinin yapması gerekenleri yapmış olması yeterlidir.
Mesleki özen ve dikkatin ne olduğunun ve ne olmadığının ayrımı çok önemlidir. Sınavlarda test edilen en önemli konulardan biridir.
İç denetçi azami mesleki özen ve dikkati gösterirken bazı hususları göz önünde tutmalıdır.
GÜVENCE GÖREVLERİNDE AZAMİ MESLEKİ ÖZEN VE DİKKAT GÖSTERİLİRKEN NELER GÖZ ÖNÜNDE TUTULMALIDIR?
Standartlarda azami mesleki özen gösterilirken göz önünde tutulması gereken hususlar güvence ve danışmanlık görevleri için ayrı ayrı belirtilmiştir. Bilindiği üzere güvence hizmetleri, iç denetçinin; bir kurum, faaliyet, fonksiyon, süreç, sistem veya başka unsurlar hakkında görüş veya kanaat sunabilmek için, eldeki delilleri objektif bir şekilde değerlendirmesini içerir. Güvence görevlerinin nitelik ve kapsamı iç denetçi ya da iç denetim tarafından belirlenir.
Uygulama standardı 1220.A1’de güvence görevleriyle ilgili olarak;
“İç denetçiler, güvence görevlerini yaparken aşağıdaki hususları göz önüne alarak, azami mesleki özen ve dikkati göstermek zorundadırlar:
- Görevin amaçlarına ulaşmak için, ihtiyaç duyulan çalışmanın boyutu,
- Güvence prosedürlerinin uygulandığı konuların; nisbî karmaşıklığı, önemlilik seviyesi ya da önemi.
- Yönetişim, risk yönetimi ve kontrol süreçlerinin etkinliği ve yeterliliği.
- Önemli hata, suiistimal veya aykırılıkların olma ihtimali.
- Güvence görevinin potansiyel faydalarına karşı maliyeti.” denilmiştir.
Denetçinin uygulama standardında belirtilen bu hususları göz önünde tutarak dikkat ve özen göstermesi beklenmektedir.
Standartda belirtilen hususlardan ilki olan “Görevin amaçlarına ulaşmak için, ihtiyaç duyulan çalışmanın boyutu” ifade edilirken standardın orjinal dilinde “çalışmanın boyutu” için “extent of work” denilmiştir. TİDE’ni çevirisinde, bu ifade “çalışmanın kapsamı” şeklinde çevirisi yapılmıştır. Ben “çalışmanın boyutu” olarak çevirmeyi tercih ettim çünkü denetçi azami dikkat ve özeni gösterirken çalışmanın kapsamından ziyade, boyutunun yani büyüklüğünün ya da ne derecede detaylı araştırma yapacağı ile ilgili olduğu düşüncesindeyim. Çalışmanın kapsamı da yanlış olmamakla birlikte boyut kavramının daha iyi karşıladığı düşüncesindeyim. Bununla birlikte denetçinin hem yapacağı çalışmaların boyutunu, hem de kapsamını birlikte değerlendirmesinin daha iyi olacağı yani hem boyutun hem de kapsamın dikkate alınmasının en iyisi olacağı düşüncesindeyim.
Görev prosedürlerinin uygulandığı konu çok karmaşık ve önem düzeyi yüksekse denetçi gerekli test metodolojilerini ona göre değerlendirmelidir. Yani karmaşık bir konunun sonuç alınamayacak bir yöntemle test edilmesi yeterli olmaz. Karmaşık bir konuyu incelemek için gereken yöntemleri kullanmalıdır.
Benzer şekilde, güvence sağlanan süreçteki; yönetişim, risk yönetimi ve kotrol süreçlerinin etkinliği (effectiveness) ve yeterliliği (adequancy) de denetçinin göz önünde tutması gereken unsurlandandır. Örneğin denetlenen süreçte kontroller ve kontrol ortamı çok zayıf, risklerin yönetimine gereken dikkat ve özen gösterilmiyorsa, orada hata olma olasılığı daha yüksek olacağı için denetçinin daha dikat etmesi, daha şüpheci yaklaşması, denetim prosedürlerini buna göre seçmesi/uygulaması uygun olur.
Standartda belirtilen üçüncü husus ise suistimal ve aykırılığın olması ihtimalidir. Denetlenen süreçte bir takım suistimal şüpheleri varsa denetçinin bu işaretleri dikkate alarak şüpheli durumların ön incelemesini yapmalı ve durumu üstlerine de bildirerek detaylı inceleme hususu değerlendirilmelidir.
Standartda, azami dikkat ve özen gösterilirken dikkat edilecek bir husus olarak da, “Güvence görevinin potansiyel faydalarına karşı maliyeti” olduğu belirtilmiştir. Denetçi, görev yaparken uygulanacak denetim prosedürleri sonucunda elde edilecek faydayı da dikkate almalıdır. Çok küçük fayda sağlayacak bir takım görevler için, oldukça maliyetli çalışmalar yapılması da gerekmemektedir. Tabiki maliyetine bakılmadan yürtülmesi gereken istisnai durumlar varsa onlar ayrıca değerlendirilecektir.
Uygulama standardı 1220.A2’de güvence görevleriyle ilgili olarak
“İç denetçiler azami mesleki özen ve dikkati gösterirken, teknoloji destekli denetim ve diğer veri analiz tekniklerini kullanmayı düşünmek zorundadır.” denilmiştir.
Buna göre, denetçi, azami dikkat ve özen gösterirken, teknoloji destekli denetim ve veri analiz tekniklerini kullanmayı düşünmek zorundadır. Eğer bu tür tekniklerle daha iyi bir şekilde tespit yapılacaksa bunları kullanmadan o konuya ilişkin güvence vermek eksiklik anlamına gelmektedir. Örneğin bir satın alma süreci denetiminde, tedarikçilere mükerrer fatura kesilebiceği konusunda bir takım şüpheli durumlar varsa, çok sayıda faturanın işlendiği bir kurumda manuel yöntemlerle mükerrer fatura tespiti yapmak çok zor veya imkansızdır. Böyle bir durumda veri analiz araçlarından faydalanarak mükerrer faturalama olup olmadığı değerlendirilmesi uygun olacaktır. Denetçinin hiç bir analiz aracını kullanmadan çalışması bu nedenle de olası bir suistimali tespit edememesi halinde, standarda aykırılık oluşacak ve gerekli mesleki özen ve dikkat sağlanmamış olacaktır.
Uygulama standardı 1220.A3’de yine güvence görevleriyle ilgili olarak:
“İç denetçiler, amaçları, faaliyetleri veya kaynakları etkileyebilecek önemli, risklere karşı uyanık olmak zorundadır. Bununla birlikte, azamî meslekî özen ve dikkatle uygulansa bile, güvence prosedürleri tek başına, tüm önemli risklerin ortaya çıkarılmasını garanti etmez.” denilmiştir.
Bu uygulama standardı da, uygulanan denetim prosedürlerinin tüm önemli risklerin ortaya çıkarılmasını garanti etmeyeceğini, denetçinin güvence görevleri sırasında önemli risklere karşı uyanık olması, sağ duyulu bir denetçiden aynı koşullarda, makul sınırlar içerisinde beklenen dikkat ve özeni göstermesi gerektiğini ifade etmektedir. Denetçi, ilgili görev prosedürleri uygulaması yanında, önemli risklere karşı uyanık değilse veya bazı şüpheli durumları farkedebileği halde farketmemişse yine gerekli mesleki dikkat ve özeni göstermemiş olacaktır. Örneğin kontrol ortamının çok zayıf, iç kontrollerin çok yetersiz olduğu bir ortamda ilgili görev prosedürlerin uygulanması yanında, bu ortamı da dikkate alarak ona göre çalışmalarını yürütmesinin uygun olacaktır.
DANIŞMANLIK GÖREVLERİNDE AZAMİ MESLEKİ ÖZEN VE DİKKAT GÖSTERİLİRKEN NELER GÖZ ÖNÜNDE TUTULMALIDIR?
Danışmanlık hizmetleri, her hangi bir idari sorumluluk üstlenmeden, bir kurumun faaliyetlerini geliştirmek ve onlara değer katmak amacını güden, niteliği ve kapsamı denetlenen ile birlikte kararlaştırılan usul ve yol göstermek, tavsiyede bulunmak, işleri kolaylaştırmak ve eğitim vermek gibi faaliyetlerdir.
Uygulama standardı 1220.C1’de danışmanlık görevleriyle ilgili olarak:
“İç denetçiler, bir danışmanlık görevi sırasında, aşağıdakileri göz önüne alarakazamî meslekî özen ve dikkati göstermek zorundadır:
- Görev niteliği, zamanlaması ve sonuçlarının raporlanması dâhil olmak üzere, denetim müşterilerinin ihtiyaç ve beklentileri,
- Görevin amaçlarına ulaşabilmek için gerekli çalışmanın, nisbi karmaşıklığı ve boyutu.
- Danışmanlık görevinin potansiyel faydalarına karşı maliyeti.” denilmiştir.
Danışmanlık görevlerinde, denetçi azami mesleki gözen ve dikkati gösterirken, denetim müşterisinin ihtiyaç ve beklentilerine göre çalışmalarını yürütmesi onların beklentilerini dikkate alması gerekmektedir. Danışmanlık görevlerinde de güvence görevlerinde olduğu gibi, çalışmanın nisbi karmaşıklığı, boyutu ve faydalarına karşı maliyeti önemlidir. Ancak danışmanlık görevlerinde, hizmetin niteliği gereği; suistimal ve aykırılık ihtimali, yönetişim, risk yönetimi ve kontrol süreçlerinin etkinliği ve yeterliliğinin göz önünde tutulmasına gerek bulunmamaktadır.
Azami mesleki özen ve dikkat gösterilmesinde, görevin niteliğine, yani güvence mi yoksa danışmanlık görevi mi olduğuna dikkat edilmelidir. Ayrıca görevin niteliğine göre, göz önünde tutulması gereken hususları bilmek ve ayırt etmek önemlidir.
AZAMİ MESLEKİ ÖZEN VE DİKKATİN GÖSTERİLDİĞİ DURUMLARA ÖRNEKLER NELERDİR?
Uluslararası Mesleki Uygulama Çerçevesi ve bir iç denetim bölümüne ait politika ve prosedürlerin bilinmesi ve bunlara uygun olarak işlemlerin yürütülmesi azami mesleki özen ve dikkatin gösterildiği anlamına gelir. Bu çerçevede, aşağıda belirtilen durumlar azami mesleki özen ve dikkatin gösterildiği durumlara örnek olarak verilebilir:
- İç denetçilerin denetledikleri görevden bağımsız olması, yönetsel sorumluluğunun olmaması.
- Denetçilerin bireysel olarak ve iç denetim faaliyetinin toplu olarak gerekli bilgi, yetenek ve yetkinliklere sahip oldukları alanlarda görev yapmaları.
- Denetim çalışmalarının standartlara uygun olarak gözetiminin yapılması.
- Denetim raporların doğru, objektif, açık, özlü, yapıcı ve zamanında olması.
- İç denetçilerin yönetim aksiyon planlarını takip etmesi.
- Kurumun hedef, amaç ve öncelikleri konusunda bilgi sahibi olunması ve çalışmalarda bunların dikkate alınması.
- Etik kurallara uyum.
- Görevin karmaşıklığının, boyutunun, kontrollerin etkinliğinin ve suistimal olasılıklarının dikkate alınması.
- Danışmanlık görevlerinde müşterinin ihtiyaç ve beklentilerinin dikkate alınması.
- Örnekleme yapmak gibi.
AZAMİ MESLEKİ ÖZEN VE DİKKATİN GÖSTERİLMEDİĞİ DURUMLARA ÖRNEKLER NELERDİR?
Yukardakilerin tersine Uluslararası Mesleki Uygulama Çerçevesi ve bir iç denetim departmanına ait politika ve prosedürlerin bilinmemesi ve bunlara uygun olarak işlemlerin yürütülmemesi azami mesleki özen ve dikkatin gösterilmediği anlamına gelir. Azami mesleki özen ve dikkatin gösterilmediği durumlara ilişkin bazı örnekler şunlardır:
- Suistimal işaretlerinin dikkate alınmaması, şüpheli durumların göz ardı edilmesi, incelenmemesi.
- İç denetçilerin görevin amaçları, faaliyetleri ve kaynakları etkilecek önemli risklere karşı uyanık olmaması.
- Risk değerlendirmesi yapılmaksızın periyodik olarak tüm alanların denetlenmesi.
- Yapılan çalışmaların dokümante edilmemesi.
- Görevlerinin tatbik edildiği konuların nisbi karmaşıklığı, önemi veya önemlilik seviyesinin göz önünde tutulmaması.
- Gerekli durumlarda teknoloji destekli, denetim teknikleri ve veri analiz araçlarından faydalanılmaması.
- Görevin performansına ilişkin standartlara aykırılıklar.
- Etik kurallara uygun davranılmaması.
- Görevin faydalarına karşı maliyetlerinin dikkate alınmadan görevlerin yürütülmesi.
- Görevin gözetim ve kontrolünün gereği gibi yapılmaması.
- İşletmede çok gelişmiş bir sistemin kullanıldığı gerekçesiyle gerekli bir takım görev prosedürlerinin uygulanmaması gibi.
SÜREKLİ MESLEKÎ GELİŞİM NEDİR? NASIL SAĞLANIR?
Nitelik standardı 1230’da: “İç denetçiler, mevcut bilgi, beceri ve diğer yetkinliklerini sürekli mesleki gelişimle artırmak ve güçlendirmek zorundadır.” denilmektedir.
İç denetçiler bu standart çerçevesinde mevcut bilgi, beceri ve diğer yetkinliklerini sürekli mesleki gelişimle güçlendirmek zorundadırlar. Sürekli mesleki gelişim iç denetçilerin mevcut bilgi, beceri ve diğer yetkinliklerini güçlendirmek ya da artırmak amacıyla faaliyetler yürütmeleridir. Sürekli mesleki gelişim, iç denetçiler için bir zorunluluktur.
Sürekli mesleki gelişime yönelik bazı aktiviteleri aşağıda belirtilmiştir:
- Kurum içi veya kurum dışı kaynaklardan mesleki konular, iş süreçleri ve denetim teknikleri, kişiler arası ilişkiler, iletişim vb yetkinlikleri gibi konularda eğitimlerin alınması.
- Seminer, konferans, webinarlara katılmak.
- Performansını artırmak, gereksinim duyduğu becerileri kazandırmak amacıyla profesyonel koçlardan destek almak.
- Kurum içi veya kurum dışı mentorlardan mesleki veya kariyerleriyle ilgili konularda destek almak.
- Kıdemli denetim çalışanlarının yanında görev yapmak.
- Araştırma projelerine katılım.
- TİDE vb meslekleriyle ilgili kurumlara üyelikler ve çalışma gruplarına katılım.
- Performans gözden geçirme çalışmalarında elde ettikleri geri bildirimleri, kalite güvence çalışmaları sonucunda Uluslararası Mesleki Uygulama Çerçevesine uyumla ilgili değerlendirme sonuçlarını ve IIA’in İç Denetim Yetkinlik Çerçevesine uyumla ilgili öz değerlendirme sonuçlarını değerlendirmek suretiyle gelişime katkı.
- Mesleki sertifikalar alarak ve sürekli mesleki öğrenim kredilerini tamamlayarak.
Bu standarda uyum esas olarak denetçinin sorumluluğundadır. Denetçiler kendilerin sürekli geliştirmek için gerekli gayreti göztermeleri gerekmektedir. İDY’leri de onları bu yönde desteklerler, yönlendirirler. Denetçi mesleki gelişim planını İDY ile tartışabilir. Yıllık performans değerlendirmeleri, müşteri anketleri ve denetim gözden geçirmeleri sırasında bu değerlendirmeleri birlikte yapabilirler. Böylece geliştirilmesi gereken alanları tespit etmiş olurlar.
Müşteri değerlendirme anketleri sürekli gelişim için önemli bir girdidir. Bunların sonucuna göre gerekli eksiklikler tamamlanabilir.
İDY’nin bir mesleki gelişim programı geliştirmesi de bu gelişimlere yardımcı olur. Bu politika örneğin her denetçinin minumum belli bir saat eğitim alması koşulunu koyabilir.
IIA’in İç Denetim Yetkinlik Çerçevesi, kariyerlerinin her düzeyindeki iç denetçiler için bir mesleki gelişim planı sağlar. Çerçeve, iç denetimde başarılı bir kariyere ulaşmak için gerekli bilgi ve becerileri açıklar. Çerçeve, iç denetim yöneticilerinin denetim departmanı içindeki beceri boşluklarını belirlemelerine yardımcı olur.
Sürekli mesleki gelişim sağlamak, denetçilerin azami mesleki özen ve dikkat gösterdiklerinin göstergelerindendir.
CIA SERTİFİKASI SAHİPLERİNİN SÜREKLİ MESLEKİ EĞİTİM YÜKÜMLÜLÜKLERİ NELERDİR?
Sertifikalı İç Denetçiler (CIA), CPE (Continuing Professional Education) yani, sürekli mesleki eğitim yükümlülüklerini tamamlamaları gerekmektedir. Bu yükümlülüklerle ilgili detaylı açıklamalar IIA veya TİDE’nin sayfalarında belirtilmektedir. TİDE’nin sayfasında yer alan Sürekli Mesleki Eğitim Politikası’na buradan ulaşabilirsiniz.
Sertifika sahibi denetçiler sürekli mesleki eğitimlerine ilişkin faaliyetlerini yıllık olarak teyit etmeleri gerekmektedir. Yıllık bildirime ilişkin gereklilikler;
- sertifika sahibinin halen mesleki olarak faal (aktif olarak iç denetim ya da iç denetimle ilişkili faaliyetlerde bulunan kişiler),
- faal olmayan (aktif olarak iç denetim ya da iç denetimler ilişkili faaliyetlerde bulunmayan kişiler) veya
- meslekten emekli (işgücüne artık katkıda bulunmayan ve mesleğini icra etmeyen kişiler) olup olmadığına göre değişiklik göstermektedir.
Emekliler, emekli oldukları süre boyunca tüm bildirim gerekliliklerinden muaf tutulurlar
Mesleki olarak faal olan veya faal olmayan CIA’lar;
- Gerekli CPE kredi saatlerini tamamlamalı ve her yıl belirlenen tarihe kadar beyan etmeli ve belgelendirmelidirler.
- Her yıl, en az iki saatlik etik eğitimi almalı ve bunu beyan etmelidirler.
- Standartlara uygun olup olmadıklarını belirtmelidirler.
- IIA Etik Kuralları’na bağlı kalmalı ve bu kurallara uygunluklarını beyan etmelidirler.
Mesleki olarak faal olan CIA’ların yıllık 40 CPE, mesleki olarak faal olmayanların 20 CPE saatini tamamlamaları gerekmektedir. Bu CPE saatlerinin içine 2 saatlik etik eğitimi dahildir.
IIA kurallarında geçerli etik eğitimi örnekleri olarak şunlar belirtilmiştir:
- IIA’nın Etik Kuralları (veya ilgili diğer bileşenler)
- Kurum için etik kurallar geliştirme
- Etik ikilemler nasıl çözülür
- Etik karar vericilik
- Etik kültürler
- Etik yardım ve ihbar hatları
- Etiğin kurumsal yönetişim içindeki rolü
- Kurumsal etik programları
- Kurumsal etik olgunluk modelleri
- Kurumsal etik programları nasıl denetlenir
Etik yükümlülüklerini karşılamayan eğitim örnekleri olarak şunlar belirtilmiştir:
- Belirli uyum yükümlülüklerine odaklanan eğitimler
- Menkul Kıymetler ile ilgili Kanunlar ve İçeriden Öğrenenlerin Ticareti (insider trading) düzenlemeleri
- Tıbbi hak talebi gereklilikleri
- Uluslararası Mesleki Uygulama Çerçevesi (UMUÇ) uygulaması
Standartlara Uygunluk Mesleki Sertifikasyon Kurulu (PCB) sertifika sahiplerinin Standartlar da dâhil IIA’in Uluslararası Mesleki Uygulama Çerçevesi’nin Zorunlu Rehber unsurlarını bilmesini ve bunları kavramasını şart koşmaktadır. Sertifika sahiplerinin standartlarla ilgili eğitimleri almaları teşvik edilmektedir.
Sertifika sahipleri, en azından, her yıl standartları gözden geçirmeli, iç denetim hizmetlerini bu standartlara uygun olarak yerine getirip getirmediklerini saptamalı ve standartlara uygunlukları veya aykırılıkları konusunda IIA’e bildirimde bulunmaları gerekmektedir.
Sertifika sahipleri, IIA’in Etik Kuralları’na uymalı ve haklarında herhangi bir adli hüküm bulunuyorsa bunu bildirmelidirler.
Sertifika sahipleri, yılda bir kez, aşağıdaki hususlarda Etik Kurallar Uyum Beyanı’nda bulunmakla yükümlüdürler:
- IIA’nın Etik Kuralları’na daima uyacağı.
- IIA’nın itibarını hiçbir surette zedelemeyeceği ya da herhangi başka bir yolla kurumun namına gölge düşürmeyeceği.
- Etik konusunda tavsiye edilen iki saatlik eğitimi tamamladıklığını.
- Bir önceki bildirim döneminden bu yana, kendisiyle ilgili herhangi bir adli hüküm verilmediğini teyit etmeleri.
Mesleki eğitim ve gelişim programlarının belirli kriterleri taşıması gerekmektedir.
Kabul edilen eğitim programları şunlardır:
- Ulusal ya da yerel denetim veya muhasebe organizasyonlarının verdiği seminerler ve konferanslar.
- Ulusal ya da yerel denetim veya muhasebe organizasyonlarında ve bunların şubelerinde yapılan toplantılardaki teknik oturumlar.
- Eğitim programı şartlarını karşılayan kurum içi resmi eğitim programları.
- Diğer meslek kuruluşları yada kurumlarının verdiği, ilgili sektöre özgü eğitim programları.
- Bir adayın, 4 yıllık üniversite eğitimi derecesi veya eşdeğerini almaya hak kazanmak için öngörülen sınav şartını yerine getirmek amacıyla aldığı dersler hariç olmak kaydıyla, yüksekokul ya da üniversitede geçilen dersler (kredili veya kredisiz dersler).
- Tamamlama sertifikaları da dahil program kriterlerini karşılayan iç denetimle ilgili resmi yazışma ve bireysel çalışma programları.
Resmi eğitim programlarına ek olarak, sertifika sahipleri, çeşitli başka geçerli faaliyetler vasıtasıyla CPE saati kazanabilirler. Bu faaliyetlerle ilgili detaylar yukarıda linki verilen politika dokümanı içerisinde açıklanmaktadır.
Geçerli diğer faaliyetlere verilen örnekler şunlardır:
- Sınavları geçmek
- Yayın yazarlığı ya da yayınlara katkıda bulunmak
- Yayınları çevirmek
- Sözlü sunumlar yapmak
- Gönüllü konu uzmanı sıfatıyla katılım göstermek
- Dış kalite değerlendirmeleri yapmak
Not: Bu sitede yer alan yazılar, yazarın izni olmadan, kısmen veya tamamen, kopyalanamaz, çoğaltılamaz, başka site ve kaynaklarda yayımlanamaz, kullanılamaz. Aksi halde yasal işlemlere tabidir.